TZOB'dan 2023 yılı değerlendirmesi ve 2024 yılı beklentileri raporu

2023 Yılına Genel Bakış

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılında sanayi ve hizmetler sektörü yeni yeni oluşmaya başlarken ülkemizin ekonomik büyümesini tarım sektörü sırtladı. O yıllarda düşük verimlilik ve işgücüne dayanan tarım sektörü, geride bırakılan bir asırlık sürede türlü zorluklara göğüs gerdi. Son yüzyılda tarımsal üretimde gerçekleştirilen teknolojik gelişmelerin ve rekor üretimlerin haklı gururunu yaşıyoruz. Öte yandan bu yıl devam eden yapısal sorunlar, yüksek maliyetle yapılan üretim, devlet destekli kredi kullanamayan çiftçilerin yüksek faiz oranları ile kullandığı krediler, ihracat kısıtlamaları, fiyat ve pazarlamada yaşanan sorunlar üreticilerimizi zorladı. 2023 yılının ilk aylarında yaşadığımız ve asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz Kahramanmaraş merkezli depremler ülkemizi derin yasa boğdu. Birliğimize bağlı 754 Ziraat Odamız ve kayıtlı 5 milyon çiftçimiz, ülkemizin tüm fertleriyle birlikte birlik ve dayanışma içinde hareket etti. İlk günden itibaren depremzedelere elinden geleni yaparak acılarını paylaştı ve felaketin yaralarının hızlıca sarılması için çalıştı. 2023 yılında tarımsal üretimimizde bazı ürünlerde düşen üretici fiyatları nedeniyle mağduriyet yaşayan üreticilerimiz oldu. Çiftçilerimizin ve Birliğimizin yıllardır dile getirdiği üretim planlamasıyla üretim yapılan her tarım alanının ve üretim yapan her çiftçinin kayıt altına alınması gerekliliği nihayet bu yıl çözüme kavuştu. Tarım Kanununda yapılan değişiklikle üretim planlanmasının yasal altyapısı oluşturuldu. Fakat yıllardır beklenen üretim planlamasının uygulanabilir olması için bu sistemin ceza değil, teşvik üzerine kurulması gerekiyor. Planlanan ürünün ekiminin tavsiye edilmesi ve bu ürünün ekilmesi durumunda ek destek verilmesi, ürünün değerinde pazarlanacağı ve çiftçinin vazgeçtiği ürüne eşdeğer gelir elde edeceğinin garanti edilmesi konuları ön plana çıkarılmalıdır. Bu yılın önemli bir diğer değişikliği ise Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) Yönetmeliğinde yapıldı. Yapılan değişiklik ile mülkiyet ve mirasçılık sorunları nedeniyle işlenemeyen veya işlense de ÇKS’ye kayıt olamayan arazilerin, ÇKS kaydının yapılarak tarımsal üretime kazandırılması ve tarım sigortası (TARSİM) yaptırılmasının önü açılmış oldu. Bu değişiklikle yaklaşık 3 milyon hektar tarım alanının kayıt altına alınması ve üretimde planlamanın daha sağlıklı yapılması öngörülüyor. Günümüzde artan nüfusun yeterli gıda ihtiyacı, gıda milliyetçiliğinin ön plana çıkması ve gıda güvenliğinin sağlanması için verilen mücadeleler dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de bu yıl daha önemli hale geldi. Ülkeler kendi vatandaşlarının gıdasını temin edebilmek için arka arkaya ihracat yasakları getirdi. Artık gıda güvenliğini sağlamak için üretmek ve üretimde sürekliliği sağlamak her ülkenin öncelikleri arasında oldu. 2023 yılında da artmaya devam eden girdi, lojistik, işçilik fiyatlarıyla oluşan yüksek üretim maliyetleri, ürünlerin tüketiciye ucuza ulaşmayacağını netleştirdi. Dünyada ve ülkemizde yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen bu yıl da çiftçi üretmeye devam etti.”

“Tarım sektörü, 2023 yılının 3. çeyreğinde yüzde 0,3 oranında büyüdü”

“Tarım sektörü, ülke ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Üretime, istihdama ve dış ticaretimize hatırı sayılır bir katkı veriyor.2022 yılının 3’üncü çeyreğinde yüzde 3,7 oranında büyüyen tarım sektörü, 2023 yılının aynı çeyreğinde yalnızca yüzde 0,3 oranında büyüdü. 2023’ün 3’üncü çeyreği sonunda tarım sektörünün Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya katkısı yüzde 5,5 oldu. 2023 yılında tarım sektörünün istihdamdaki payı azalsa da hala önemini koruyor. Üçüncü çeyrekler itibarıyla 2022 yılında yüzde 16,9 olan tarımın istihdamdaki payı 2023 yılında yüzde 16,1’e geriledi. Tarım sektörü 5,1 milyon kişiye istihdam sağladı. 2023 Aralık ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 64,77 olarak gerçekleşirken gıda enflasyonu yüzde 72,01 oldu. Tarım ürünlerinin üretici fiyatları ise 2023 Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 50,47 oranında arttı. 2023 yılının Ocak-Kasım dönemini kapsayan 11 aylık tarım ve gıda ürünleri ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,9 oranında artarak 26,8 milyar dolardan 27,8 milyar dolara yükseldi. Yine aynı dönemde tarım ve gıda ürünleri ithalatı ise yüzde 4,7 oranında artarak 21,2 milyar dolardan 22,2 milyar dolara yükseldi. 2022 yılının Ocak-Kasım döneminde 5,5 milyar dolar olan tarım ve gıda ürünleri dış ticaret fazlası 2023 yılının aynı döneminde yüzde 0,9 oranında artarak 5,6 milyar dolara yükseldi.”

“Gübre desteğinde artış olmadı"

“2023 yılı bütçesinden tarımsal destekler için 63 milyar 379 milyon lira kaynak ayrıldı. 2023 üretim dönemi için ödenecek destekler miktarı 2024 yılı bütçesinde 91 milyar 554 milyon olarak planlandı. 2024 yılı bütçesinde tarımsal desteklere yüzde 44,4 artış yapılmış olsa da yaşanan ekonomik gelişmeler, girdi fiyatlarındaki artışlar ve enflasyon dikkate alındığında belirlenen rakam yeterli olmadı. Diğer yandan, destek bütçesinin Tarım Kanunu’nda belirtildiği gibi Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın en az yüzde 1 oranında olması gerekirken, bu rakam Orta Vadeli Planda açıklanan GSYH tahminine göre, yüzde 0,25 düzeyinde kaldı. 2023 yılı için açıklanan destek kalemlerine baktığımızda; gübre desteğinde artış olmazken, mazot desteğinde ve (yem bitkileri dışında) tüm ürünlerde artış oldu. Arpa, buğday, çavdar, yulaf ve tritikale ürünlerinde mazot desteği 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 37,33 oranında artarak 103 liraya yükseldi. Diğer ürünlerdeki mazot desteği artış oranı yüzde 35,5 ile 38,71 arasında değişiyor. Havza bazlı fark ödemesinde buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, pamuk ve ayçiçeğinde artış yaşandı. 2023 yılında buğday primi yüzde 900 artarak 10 kuruştan 1 liraya yükseldi. Arpa, çavdar, yulaf, tritikalede primler yüzde 400 artışla 10 kuruştan 50 kuruşa, ayçiçeğinde yüzde 100 artışla 50 kuruştan 1 liraya, pamukta yüzde 45,4 artışla 1 lira 10 kuruştan 1 lira 60 kuruşa, kanolada ise yüzde 25 artışla 80 kuruştan 1 liraya yükseldi. Ayçiçeği prim desteği yaşanan kuraklık nedeniyle Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde 1 liradan, 1 lira 50 kuruşa artırıldı. Yine 2023 yılında yağlık ayçiçeği su kısıtı olan bölgelerde sertifikalı tohum kullanımı destek kapsamına alındı. 2023 yılı prim desteklerinde 18 ürünün 8’inde artış oldu. Ancak bazı ürünlerde uzun yıllardır artırılmayan desteklerin bu yıl da değişmediğini görüyoruz. 15 yıldır çeltik primi 10 kuruş, 8 yıldır aspir primi 55 kuruş, soya primi 60 kuruş, zeytinyağı primi 80 kuruş, 7 yıldır dane mısır primi 3 kuruş, 5 yıldır dane zeytin primi 15 kuruş, fındıkta alan bazlı destek ise 10 yıldır dekara 170 lira olarak ödeniyor.”

“Girdilerde en fazla artış yüzde 69,6 ile mazotta görüldü”

“Gübre fiyatlarında geçen yılın Aralık ayına göre DAP gübresi yüzde 18,8 oranında, 20.20.0 gübresi yüzde 14,1 oranında, amonyum sülfat gübresi yüzde 9,2 oranında, amonyum nitrat (yüzde 26) gübresi yüzde 3,4 oranında ve ÜRE gübresi yüzde 1,3 oranında arttı. Mazot fiyatı son bir yıla göre yüzde 69,6 oranında artış gösterdi. Son bir yılda besi yemi fiyatı yüzde 39,8 ve süt yemi fiyatı yüzde 41,1 oranında arttı. Zirai ilaçlardan Deltametrin EC (25 g/L) fiyatı son bir yılda yüzde 64,3 artışla tonu 630 liraya yükseldi. Üreticilerimiz açısından en önemli maliyet kalemlerinden bir diğeri de sulama ücretleridir. 2023 yılında Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından işletilen sulamalarda, bölgelere göre değişmekle birlikte su ücretlerinde yüzde 50,4’e varan oranda artış yaşandı. Sulama alanı içerisinde tüm tarife grupları için geçerli olmak üzere çiftçilerin tamamen kendi imkânlarıyla kullandıkları yeraltı suyu ücretleri 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 42,9 oranında artarak dekara 30 liraya yükseldi. Artan sulama fiyatları üretim maliyetlerini daha da artırdı. Artan sulama maliyetlerini azaltmak amacıyla, Cumhurbaşkanlığı Kararıyla 2023 yılı için su kullanım hizmet bedelinin yüzde 50’si desteklendi. Bu destek Kararı üreticilerimiz tarafından memnuniyetle karşılandı. 2023 yılında sertifikalı tohum fiyatları bir önceki yıla göre makarnalık buğdayda yüzde 23,8, ekmeklik buğday yüzde 14,3, arpada yüzde 16,7 ve tritikalede yüzde 15,8 oranında artış gösterdi. Elektrik fiyatları ise 2023 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,9 oranında artarak kilovatı 256,46 kuruşa çıktı.”

“2023 yılında çiftçilerin yüzde 37’si yüksek faiz oranları ile kredi kullandı”

“2023’de artan enflasyon ve faizlerle kullanılan kredi rakamları beklenenin üzerinde gerçekleşti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, 2022 yılı Kasım ayı sonunda, tarım ve balıkçılık nakdi ve takipteki toplam kredi bakiyesi, 309 milyar 814 milyon lira olarak gerçekleşirken, 2023 yılı Kasım ayı sonunda 584 milyar liraya ulaştı. Son bir yıllık süreçte çiftçilerin bankalara olan toplam kredi borcu yüzde 88,5 arttı. 2022 yılı Aralık ayında Ziraat Bankası 1 yıllık işletme kredilerinde kullandığı cari faiz oranı yüzde 9,5 iken peş peşe artan oranlarla 2023 yılı Aralık ayında yüzde 42 seviyesine yükseldi. Tarım Kredi Kooperatifleri, düşük faizli kredi kullanımında Ziraat Bankası cari faiz oranı üzerine Kredi Kullandırma Komisyon ve fon payı ekleyerek uyguladığı faiz oranını artırdı ve yıllık faiz oranı yüzde 58’lere kadar yükseldi. Diğer bankalarda 2022 yılı Aralık ayında yüzde 17 olan bir yıllık işletme kredisi faiz oranı, yüzde 62’ye ulaştı. Bu yıl yaşanan diğer bir sorun ise, bankalar ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin kredilerde değişken faiz uygulamasıdır. Çiftçi kredisini alırken, o günkü faiz oranı ile borcunu hesaplatıyor. Ancak, ödeme günü geldiğinde çiftçi çok farklı bir borçla karşılaşıyor. Maalesef ki çiftçi bu faiz çıkmazının içinde bu oranlarla ve değişken faizle kredi kullanmaya devam etmek zorunda kalıyor. Tarımsal kredilerde devlet desteği uygulanarak faiz oranları düşük tutuluyor. Buna rağmen, 2023 yılında çiftçilerin yaklaşık yüzde 37’si yüksek faiz oranları ile tarımsal kredi kullandı. Çiftçi her zaman olduğu gibi bu yıl da genel olarak borcuna sadık kaldı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre 2022 yılı Kasım ayında 2 milyar 983 milyon lira olan takipteki kredi tutarı, 2023 Kasım ayında yüzde 29,2 oranında azalarak 2 milyar 112 milyon liraya geriledi.

Tarımsal kredilerde TARSİM sigortası, hayat sigortası, komisyon ücreti, ipotek vb. masraflar ile kredi maliyeti hızla artıyor. Ayrıca, sigortalar her yıl yenileniyor. Bu masraflar çiftçinin eline geçen kredi miktarını azaltırken toplam borç yükünün artmasına neden oluyor.”

“Bahar aylarında yaşanan aşırı yağış, sel, don, dolu ve yangınlar tarımsal üretime zarar verdi”

“Ülkemizde 1 Ekim 2022-30 Eylül 2023 dönemini kapsayan 2023 tarım yılı yağışları normalinin yüzde 6 altında kaldı. 2023 yılında yağışlar her ne kadar uzun yıllar ortalamasının altında kalsa da ülke geneline yayılan tarımsal kuraklık yaşanmadı. Bu üretim yılında başta deprem olmak üzere, yaşanan aşırı yağış, sel, fırtına afetleri insanlarımızın ölümüne neden olurken, tarımsal üretime de zarar verdi.

Şubat ayında Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler 11 ilimizi etkileyerek 50 binden fazla insanımızın vefatına yol açtı. Deprem afeti tarım ve hayvancılığımızda da kayıplara neden oldu.

Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın Mart ayında yayımladığı raporda 8 bin 241 büyükbaş, 64 bin 260 küçükbaş, 42 bin baş kanatlı hayvanın telef olduğu tespit edildi. Mart ayında depremden etkilenen Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya illerimizde meydana gelen sel afeti tarım alanlarını da etkiledi.

Aynı günlerde Manisa’da meydana gelen ve tarımsal üretimin yoğun olduğu 6 ilçede etkili don afeti bağlara önemli ölçüde zarar verdi. Yine Manisa’da yaşanan ve özellikle de Salihli ilçesinde etkili olan dolu afeti başta üzüm bağları olmak üzere patlıcan, darı, domates ve karpuz üretim alanlarında hasara neden oldu. Temmuz ayında Karadeniz bölgesinde meydana gelen şiddetli yağışlar şehir merkezlerinde etkili olduğu kadar köy evleri, bahçeler ve ahırlar, köy yolları ve ekili-dikili arazilere de zarar verdi. Ağustos ayında Çanakkale ilinde çıkan yangın rüzgârın da etkisiyle büyüdü ve 9 köy tahliye edildi. Yangın toplamda 200-250 hektarlık ayçiçeği, şeftali ve zeytin alanında zarar oluşturdu.”

“Yaşanan afetlerde zarar gören üreticilerimiz 7,8 milyar tazminat aldı”

“TARSİM sigorta pirim miktarı 2023 yılında yüzde 93 oranında artarak 17 milyar 350 milyona liraya ulaştı. Bu yıl yaşanan afetler nedeniyle üreticilerimizin aldığı tazminat 7,8 milyar lirayı buldu. Sigorta yaptıran çiftçi sayısı yüzde 13 oranında artarak 765 bin 894’ten 863 bin 22’ye ulaştı. Toplam sigortalanan hayvan sayısı ise yüzde 12 oranında artarak 19 milyon 737 bine ulaştı. 2023 yılında çiftçilerimizden gelen en önemli şikâyet sigorta için ödenen tazminatların bazı ürün ve afetlerde yetersiz kaldığı yönündedir. Diğer taraftan 2023 yılında poliçe düzenleme tarihinde kullanılan fiyatlarla hasat sonu fiyatları arasında fark oldu. Afet yaşayan üreticilerimiz hasar durumunda düşük fiyatla tazminat aldı. Bu yıl yaşanan diğer sorun ise iklim değişikliği nedeniyle hasat tarihlerinde meydana gelen değişimlerden kaynaklanıyor. Poliçede belirtilen hasat tarihi geçmesine rağmen bazı ürünler hasat olgunluğuna geç geldiği için ürün gelişimi beklenenden daha uzun süre devam etti. Hasat zamanı gelmeyen ürün afetten zarar gördü, ancak, poliçedeki hasat tarihi geçti gerekçesi ile TARSİM tarafından tazminat ödemesi yapılmadı. Çiftçilerin tarım sigortasına olan ilgisini artırmak için, sigortalanan ürün kapsamda olan bir afetle zarar görmüşse tazminat ödenmelidir. Tarım Sigortalarının geliştirilmesi ve çiftçinin karşılaştığı her türlü riskin kapsama alınması adına, TARSİM tarafından yapılan her türlü çalışma Birliğimizce destekleniyor.”

“SGK’ya kayıtlı çiftçi sayısı 500 binin altına geriledi”

“Çiftçilerimizin asgari ücrete endeksli olan tarım BAĞ-KUR primleri 4 bin 628 liradan yüzde 49,11 oranında artışla 6 bin 900 lira 86 kuruşa yükseldi. Borcu bulunmayan çiftçilerimize verilen 5 puanlık hazine desteği göz önünde bulundurulsa bile çiftçilerimizin ödeyeceği tarım BAĞ-KUR primi aylık 3 bin 957 lira 28 kuruştan yüzde 49,11 artarak 5 bin 900 lira 74 kuruşa yükseldi. Bu rakamlar çiftçilerin ödeme gücünü aşmakta ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlı BAĞ-KUR sayısı her geçen yıl azalmaktadır. SGK verilerine göre 2021 yılında 1 milyon çiftçimiz kayıtlı iken, bu yıl bu sayı 500 binin altına geriledi.”

“En önemli artış yüzde 10,3 ile tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde görüldü”

“TÜİK verilerine göre toplam bitkisel üretim bir önceki yıla göre yüzde 6,2 oranında artarak 128,9 milyon tondan 136,9 milyon tona ulaştı. 2023 yılında tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretimi bir önceki yıla göre yüzde 10,3, meyve, içecek ve baharat bitkilerinin üretimi yüzde 2,3, sebze üretimi ise 0,6 oranında artış gösterdi. Tahıllarda artış oranı yüzde 9,1 olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre buğday üretimi yüzde 11,4 artarak 19 milyon 750 bin tondan, 22 milyon tona, arpa üretimi yüzde 8,2 artarak 8 milyon 500 bin tondan 9 milyon 200 bin tona çıktı.”

“Buğdayda verilen ek 1 liralık prim desteği üreticiyi memnun etti”

“Bu yıl buğday ve arpada rekoltenin yanı sıra ithalatın da fazla olması ve TMO depolarının dolu olması üreticiyi mağdur etti. Buğday ithalatı Kasım ayı verilerine göre son bir yılda yüzde 38 oranında artarak 7 milyon 851 bin tondan 10 milyon 836 bin tona çıktı. Hububat üreticilerimiz hasat sezonunda randevu alamadı, TMO’ya ürün vermekte zorlandı. Hasat sezonunda üreticilerimizin TMO’ya ürün verememeleri piyasa fiyatlarında gerilemeye neden oldu. Buna rağmen buğdayda verilen ek 1 liralık prim desteği üreticiyi memnun etti. Ayçiçeği, mısır ve pamuk gibi ürünlerde bu yıl zarar eden üreticilerden 2024 yılında buğday ekimine yönelen oldu. Toplam baklagil üretimi 1 milyon 618 bin ton gerçekleşerek geçen yılla aynı seviyede kaldı. Kuru fasulye üretimi yüzde 11,1 azalarak 240 bin tona geriledi. Nohut üretimi geçen yıl seviyesinde 580 bin ton olarak gerçekleşti. Buna rağmen yeşil mercimek üretimi yüzde 11,1 oranında artışla 50 bin tona, kırmızı mercimek üretimi ise yüzde 6 oranında artışla 424 bin tona çıktı.”

“Bu yıl mısırda artan ve rekor olan üretim üretici gelirine yansımadı, TMO mısır fiyatı yüzde 5,3 artırdı”

“Mısır üretimi bir önceki yıla göre yüzde 5,9 oranında artarak 8 milyon 500 bin tondan 9 milyon tona yükseldi. Bu yıl mısırda artan ve rekor olan üretim üreticilerimizin gelirine yansımadı. TMO yüzde 14 nem mısır da alım fiyatını 6 lira olarak açıkladı. Kilogram başına 6 lira olarak açıklanan fiyat, 2022 yılı fiyatı olarak açıklanan kilogram başı 5 lira 70 kuruşun sadece yüzde 5,3 üzerinde açıklandı. Beklediği geliri elde edemeyen üreticilerimiz hayal kırıklığına uğradı.”

“Ayçiçeğinde yüzde 17,5 fiyat artışı üreticiyi memnun etmedi”

Bu yıl ayçiçeği üretimi geçen yıla göre yüzde 13,8 azalarak, 2 milyon 550 bin tondan 2 milyon 198 bin tona geriledi. Kanola üretiminde yüzde 20, soya fasulyesi üretiminde yüzde 11,3, yer fıstığı üretimi de yüzde 0,6 oranında azaldı. Aspir üretimi yüzde 30 arttı. Bu yıl Trakyabirlik 12 lira olan ayçiçeği alım fiyatını yüzde 17,5 oranında artırarak 14,1 liraya yükseltti. Ancak artan enflasyon ve yüksek girdi fiyatları nedeniyle açıklanan bu fiyat maliyet seviyesinde kaldı. Bu yıl Trakya bölgesinde yaşanan kuraklık nedeniyle Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinde yağlık ayçiçeği priminde artışa gidildi, ancak bu da üreticinin düşen gelirini yükseltmeye yetmedi. Üretimimizin ülke ihtiyacına yetmeği ayçiçeği ve ürünlerinde 11 aylık dönemde ithalat yüzde 10,6 artışla 2 milyon 481 bin 199 tondan 2 milyon 745 bin 460 tona yükseldi.”

“Şekerpancarı alımlarında sorun yaşandı, ürünler tarlada kaldı”

Bu yıl artan rekolteyle birlikte şeker fabrikalarının alımlarında yaşanan sorunlar, hasat edilen şekerpancarın tarlada beklemesine neden oldu. Tütün üretimi geçen yıla göre yüzde 4 artarak 82 bin 250 tondan, 85 bin 510 tona, çay üretimi yüzde 7,1 artarak, 1 milyon 269 bin tondan 1 milyon 360 bin tona, patates üretimi ise yüzde 9,6 artış ile 5 milyon 700 bin tona ulaştı.”

“Pamuk fiyatları 2 yılın gerisinde kaldı”

“Bu yıl pamuk ekim döneminde gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkının artması verim kaybına neden oldu. Pamuk üretimi geçen yıla göre yüzde 23,6 azalarak 2 milyon 750 bin tondan 2 milyon 100 bin tona geriledi., 2021 yılında 24 lira bandında olan pamuk fiyatları 2022 yılında 14 liraya gerilemişken, 2023 yılında ise 18 liraya yükseldi. Arka arkaya iki yıl düşük seyreden fiyatlar üreticilerimizin pamuk üretiminden uzaklaşmasına neden oluyordu. Toplam sebze üretimimiz geçen yıla göre yüzde 0,6 oranında artarak 31 milyon bin 788 tona, meyve üretimi ise geçen yıla göre yüzde 2,3 oranında artarak 27 milyon 411 bin tona çıktı. Antep fıstığında üretim yüzde 26,4 azalarak 239 bin 289 tondan 176 bin tona, kayısıda üretim yüzde 6,6 azalarak 803 bin tondan 750 bin tona geriledi. Depremin etkisinin yoğun olarak yaşandığı Malatya İlinde kayısıda rekolte azaldı, üretici beklediği geliri elde edemedi. Ayrıca, son aylarda kaçak yollarla yapılan düşük kaliteli kayısı ithalatı üreticinin ürününe talebi azalttı, bazı üreticilerin ürünü elinde kaldı. Zeytin de bu yıl yok yılı olması nedeniyle üretim yüzde 48,9 azalarak, 2 milyon 976 bin tondan 1 milyon 520 bin tona düştü. Bu sene artan zeytinyağı fiyatları gündemde önemli bir yer tuttu. Zeytinyağı fiyatları azalan üretim ve artan maliyetlerle birlikte artış gösterdi. Tüketicilerin sağlıklı ve dengeli beslenmesinde önemli bir yeri olan zeytinyağında görülen taklit ve tağşişin önlenmesi için denetimlerin sıklaşması ve cezaların caydırıcı olması şarttır.”

“Fındık ihracat miktarı azalsa da elde edilen gelir bakımından sevindirici bir yıl oldu”

“Fındık ürününde özellikle kahverengi kokarca zararlısının neden olduğu zarar üretimde azalmaya neden oldu. Fındıkta üretim yüzde 15 azalarak 765 bin tondan 650 bin tona geriledi. Ülkemiz tarım ihracatının ilk sıralarında yer alan fındık ürününde bu yıl yine fiyat spekülasyonlarıyla geçerken, ihracatı bakımından sevindirici bir yıl oldu. 2023-2024 sezonunun başladığı 1 Eylül-30 Kasım 2023 tarihinden bu yana fındık ihracat verilerine bakıldığında, bir önceki sezonun aynı döneminde miktar bazında gerileme olmasına rağmen ihracat gelirinde bir artışın olduğu görülüyor. Geçen yılın aynı dönemine göre ihracatımız miktar bazında yüzde 12,3 oranında azalarak 95 bin 474 tondan 83 bin 650 tona geriledi. Gelirimiz ise yüzde 6,8 oranında artarak 536 milyon 339 bin dolar seviyesinden 572 milyon 881 bin dolar seviyesine yükseldi.”

“Üretimde plansızlık bu yıl en fazla limon üreticisini mağdur etti”

“Narenciye ürünleri içerisinde en fazla üretim artışı yüzde 75,8 ile limonda görüldü. Limonda geçen yıl 1 milyon 323 bin ton olan üretim, 2 milyon 325 bin tona ulaştı. Portakalda üretim yüzde 74,8, mandarinde üretim yüzde 58,3, greyfurtta üretim yüzde 43,7 artış gösterdi. Ülkemizde üretim planlaması olmamasının bedelini bu yıl en çok narenciye üreticisi ödedi. Narenciyede hasadın ilk başladığı Çukurova bölgesinde erkenci çeşit limonda üretici fiyatları kilogram başına 50 kuruşa kadar geriledi. Geçen yıl Aralık ayında limon üretici fiyatları ortalama 7 lira iken bu yıl ortalama 3 liraya gerilemesi, maliyetleri artan çiftçilerimizi hayal kırıklığına uğrattı. Mersin de yaşanan dolu hadisesi sonrası mayer limonda alım satımın tamamen durması, Kasım ayında hasadı başlayan Aydın cinsi limonun alıcı bulamaması, artan işçilik maliyetleri ve işçi bulunamaması nedeniyle ürün dalında kaldı. Bazı üreticilerimiz seneye yine zarar etmemek için ağaçlarını kesti. Müdahale alımı yapılmaması milli servetimizin yok olmasına neden oldu. Benzer sorunlar bu yıl rekoltenin fazla olduğu portakal, mandalina ve greyfurtta da yaşandı. Mandalina fiyatı geçen yıl Aralık ayında 11 lira 50 kuruş iken bu yıl Aralık ayında 4 lira 25 kuruşa geriledi. Üretici üretti ama ürününü satmakta zorlandı. Narenciye bahçelerinde kesilen her bir ağaç artık yerine konamayacak, bu üretim dalından gelir elde eden herkes mağdur olacaktır.”

“Kuru soğanda artan üretim ve ihracat kısıtı sebebiyle üretici fiyatları geriledi”

“Kuru soğanda üretim yüzde 10,6 artarak 2 milyon 350 bin tondan 2 milyon 600 bin tona yükseldi. Son yıllarda kuru soğanda yapılan ihracat kısıtlamaları nedeniyle ihracat rakamları geriledi. TÜİK verilerine göre geçen yıl 33 bin 875 ton olan olan ihracat yüzde 46,56 oranında azalarak 18 bin 104 tona geriledi. Artan üretim miktarına karşılık azalan ihracat ile üretici fiyatları geriledi. Geçen yıl Aralık ayında 6 lira 33 kuruşa satılan kuru soğan 4 lira 31 kuruşa geriledi.”

“Son 3 yıldır büyükbaş hayvan sayısı azalmaya devam ediyor”
“6 aylık dönemde büyükbaş hayvan sayımız 502 bin, küçükbaş hayvan sayımız ise 3 milyon azaldı”

“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2020 yılında 18,2 milyon baş olan büyükbaş hayvan sayısı, 2021 yılında 18 milyon başa geriledi. 2022 yılında ise 17 milyon baş olan büyükbaş hayvan sayısı 2023 yılının ilk altı ayında yüzde 2 oranında azalarak 16,7 milyon başa geriledi. Küçükbaş hayvan sayısı ise 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2,2 azalarak 56,3 milyon başa, 2023 yılının ilk 6 ayında ise yüzde 5,3 azalarak 53,3 milyon başa geriledi. Böylelikle sadece 6 aylık dönemde büyükbaş hayvan sayımız 502 bin, küçükbaş hayvan sayımız ise 3 milyon azalmış oldu.”

“Hayvancılığın toplam tarım destekleri içerisindeki payı giderek azalıyor”

“Hayvancılığa verilen destek, miktar olarak her yıl artış gösterse de toplam tarım destekleri içerisindeki payı giderek azalıyor. Cumhurbaşkanlığı yıllık programlarına göre; 2020 yılında yüzde 35,8 olan hayvancılığın tarım destekleri içerisindeki payı, 2021 yılında yüzde 30,1’e 2022 yılında yüzde 24,6’ya 2023 yılında yüzde 24,3’e gerilerken 2024 yılında ise bu payın yüzde 21,6 olması bekleniyor.”

“2023 yılında dana karkas fiyatları yüzde 98,5, kuzu karkas fiyatları yüzde 107,4 oranında arttı”

“Geçmiş dönemde damızlık hayvanların kesime gitmesi arzda daralmaya neden oldu, bu durum karkas et fiyatlarını 2023 yılında yükseltti. Ziraat Odalarından aldığımız verilere göre, Ocak ayında 131 lira 44 kuruş olan dana karkas fiyatı Aralık ayı itibarıyla yüzde 98,5 artarak 260 lira 84 kuruş oldu. Ocak ayında 132 lira 65 kuruş olan kuzu karkas fiyatı ise yüzde 107,4 artarak 275 lira 7 kuruş oldu.”

“2023 yılında besilik hayvan başta olmak üzere canlı hayvan ve et ithalatı yoğun şekilde yapıldı”

“Besilik sığır ithalatı 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 10 kat artarak 57 bin 430 baştan 555 bin 279 başa yükseldi ve karşılığında 658 milyon 837 bin dolar ödendi. Yine aynı dönemde büyükbaşta yaklaşık 86 bin baş damızlık, 75 bin baş kasaplık hayvan ithal edilirken küçükbaşta 46 bin baş kasaplık, 5 bin baş damızlık hayvan ve 32 bin tona yakın karkas et ithal edildi. Canlı hayvan ve et ithalatına ödenen rakam 2022’de 164,9 milyon dolarken, 2023 yılı ilk 11 ayda toplam 1,2 milyar doları aştı.”

“Ulusal Süt Konseyi süt fiyatı güncellemelerinde geç kaldı”
“Serbest piyasada oluşan çiğ süt fiyatının altında tavsiye satış fiyatı belirledi”

“TÜİK verilerine göre 2021 yılında 23,2 milyon ton olan toplam süt üretimimiz, 2022 yılı itibariyle 21,6 milyon tona geriledi. Türkiye’de üretilen sütün yaklaşık yarıya yakını sanayiye aktarılıyor. Toplanarak sanayiye aktarılan inek sütü; 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,6 artarak 8 milyon 237 bin tondan 8 milyon 535 bin tona çıktı. Ulusal Süt Konseyi (USK) tarafından çiğ süt tavsiye satış fiyatı 15 Ekim 2022 - 31 Temmuz 2023 tarihleri arasında net 8 lira 50 kuruş, 1 Ağustos’tan itibaren de net 11 lira 50 kuruş olarak belirlendi. Ulusal Süt Konseyi süt fiyatı güncellemelerinde geç kalıyor ve serbest piyasada oluşan çiğ süt fiyatının altında tavsiye satış fiyatı belirliyor. Konsey 2022 Ekim ayından 2023 yılı Ağustos ayına kadar fiyat güncellemesi yapmadı, hatta her ay yayınladığı çiğ süt maliyeti bazı aylarda tavsiye satış fiyatının üstünde oldu.”

“Çiğ süt/yem paritesi 1,27’ye kadar geriledi”

“Ziraat Odalarımızdan aldığımız verilere göre Aralık ayı itibarıyla ortalama çiğ süt fiyatı 12 lira 67 kuruş oldu. Yem fiyatları ise Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 10’un üstünde artış gösterdi. Çiğ süt/yem paritesi olması gereken 1,5 seviyesinden uzaklaşarak 1,38’den 1,27 seviyesine kadar geriledi.”

“Süt ve süt ürünlerinde ihracat geriledi, ithalat arttı”

“Süt ve süt ürünleri ihracatı 2023 Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 44,1 azalarak 540,2 milyon dolardan, 302 milyon dolara geriledi. İthalat ise aynı dönemde yüzde 92,3 artarak 32,4 milyon dolardan 62,4 milyon dolara yükseldi.”

“Tavuk eti üretimi yüzde 4,4 azalırken, yumurta üretimi yüzde 4 arttı”

“Kanatlı sektöründe 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre, tavuk eti üretimi yüzde 4,4 azalarak 2 milyon 17 bin tondan, 1 milyon 928 bin tona geriledi. Tavuk yumurtası üretimi yüzde 4 artışla 16 milyar 325 milyon 836 bin adetten, 16 milyar 975 milyon 362 bin adede yükseldi.”

2024 yılı beklentileri

“Girdi fiyatları makul seviyelere çekilmeli veya girdi destekleri üreticinin alım gücü göz önüne alınarak artırılmalıdır. Destek bütçesi, Tarım Kanunu’nda belirtildiği gibi Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın en az yüzde 1’i oranında olmalıdır. Destekler ürün ekiminden önce açıklanmalı ve zamanında verilmelidir.

2023 yılına sulama maliyetlerinin azaltılması amacıyla çıkarılan Tarımsal Sulama Amaçlı Su Kullanım Hizmet bedelinin yüzde 50 oranında desteklenmesi Kararı 2024 yılı içinde devam ettirilmelidir.

2018-2023 dönemleri arasında bazı illerimizde Tarımsal Sulamada Kullanılan Elektrik Tüketim Bedelinin Desteklenmesi yapıldı ve bu destekleme 2024 yılı itibariyle sona erdi. Tarımsal üretimde kalite ve verimliliği artırmak için Tarımsal Sulamada Kullanılan Elektrik Tüketim Bedellerinde Desteklemeler tüm illerde devam ettirilmelidir. Tarımdan kaçışı önlemek için genç çiftçilere yönelik ek teşvik ve destekler getirilmelidir. Bazı ürünlerde yıllardır artırılmayan primler artırılmalıdır. 2023 yılında buğday ürününü TMO’ya ve piyasaya satan, ÇKS’ ye kayıtlı tüm üreticilere verilen kilogram başı 1 lira destek, artırılarak 2024 yılında da devam ettirilmelidir. Çiftçilerimizin kendi imkânlarıyla kullandıkları yeraltı suyu ücretleri düşürülmeli ve ruhsatsız olan kuyulara bir kereye mahsus olmak üzere af getirilerek ruhsat verilmelidir. Narenciye, kuru soğan ve patateste plansızlık sebebiyle fiyat istikrarsızlıkları yaşanıyor. Narenciye de geçmiş yıllarda yapılan ihracat yasakları nedeniyle yurt dışı pazarlarımız rakip ülkelere yöneldi. Halen ihracatımız açık olmasına rağmen üreticilerimizin ürünleri dalında kaldı, fiyatlar geriledi. Kuru soğanda halen ihracata kontrollü izin veriliyor. Bu durum kuru soğan fiyatlarının düşmesine ve yurt dışı pazarlarımızın kaybına sebep olmaya devam ediyor. Arz fazlası yaşanan ürünlerde yıl içinde müdahale alımı yapılmalı, üreticiden alınan ürün okullarda, kamu kurumları gibi toplu tüketim yerlerinde değerlendirilmelidir. İhracatın hız kazanması ve üretici fiyatlarına yansıması için ihracatçıya destek zamanında ve yeterli verilmeli, dünya piyasalarında araştırma yapılarak yeni pazarlar bulunmalı, üretimin iç ve dış pazar talebine göre kontrollü bir şekilde yapılması sağlanmalıdır. Mevcut biyolojik ve biyoteknik mücadele destekleme modeli destek maliyetinin en az yüzde 75’ini karşılayacak şekilde artırılmalıdır. Çiftçinin biyolojik ve biyoteknik mücadeleyle üretilen ürünlerinin diğer ürünlerden farklı fiyata satılması için çiftçiyi ve alıcıyı teşvik edici düzenleme yapılmalıdır. Narenciye üreticilerine fındıktaki gibi alan bazlı destekleme verilmelidir. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçilerimizin düşük faizli kredi ihtiyacının tamamını karşılamalıdır. Bu amaçla tarımsal kredi kullanımı için verilen destek miktarı artırılmalıdır. Diğer banka ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından tarımsal kredilerde uygulanan yüksek faiz oranları en az Ziraat Bankası faiz oranlarına çekilmelidir. Kredi maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla bankalar ve Tarım Kredi kooperatifleri masraf, komisyon, ipotek, hayat sigortası gibi çiftçilerimizin masrafını artıran taleplerde bulunmamalıdır. Her ne kadar tarım sigortasında sigorta prim oranları bazı risklerde düşürülse de artan ürün fiyatları poliçe fiyatlarını artırıyor. Bu amaçla sigorta prim oranlarında indirim devam etmelidir. Köy bazlı olarak uygulanan kuraklık verim sigortasında tüm ürünlerde parsel bazına geçilmeli, tüm ürünler ve riskler kapsama alınmalıdır. Tarım sigortası kapsamında halen yer almayan risklerin veya çeşitli nedenlerle sigorta yaptıramayan çiftçilerimizin afet zararını karşılayacak şekilde destekleme her yıl yapılmalıdır. Çiftçilerimiz başta kuraklık olmak üzere, her türlü afet ile karşılaştığında aldığı tazminat zararını karşılamalıdır. Tarım sigortaları sisteminin daha da gelişmesi ve tarımsal üretimin doğal afetlere karşı daha fazla korunması amacıyla çiftçilerimiz ürün sigorta kabul tarihlerini takip ederek mutlaka sigortalarını yaptırmalıdır. Çay Kanunu taslağı üretici beklentileri dikkate alınarak bir an önce yasalaşmalıdır. Ülke içi üretim teşviklerine devam edilerek canlı hayvan ve et ithalatı kısa zamanda tamamıyla ülke gündeminden çıkarılmalı, üretici ve girdi fiyatları başta olmak üzere istikrarlı bir piyasa oluşturulmalıdır. Yem sanayisini dışa bağımlılıktan kurtaracak tedbirler alınmalı, üretimin büyük bir kısmının iç üretimle karşılanması sağlanmalıdır. Hayvancılıkta kesif yeme olan bağımlılığı azaltıcı, kaba yem üretiminin artırılmasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Çiğ süt fiyatı belirlenirken gerekçesi ne olursa olsun baskı yapılmamalı ve piyasa şartlarına göre güncellenmelidir. Damızlık hayvanlar için çok önemli olan süt/yem paritesinin 1,5 seviyelerinde olması sağlanmalıdır. Hayvancılık desteklerinde uygulanan politikalar gözden geçirilmeli, desteğin etkinlik ve payı arttırılmalıdır. Dünyada büyük miktarlarda kanatlı eti ve kanatlı ürünleri, yumurta ve yumurta ürünleri, süt ürünleri talebi vardır. Bu talep değerlendirilmeli, başta Ortadoğu olmak üzere yakın pazarlara yoğunlaşmalı, mevcut pazarlarda rekabet edici ve pazar payını artırıcı tedbirler alınmalıdır. Üreticinin tavuk başına alacağı ücret sürdürülebilir seviyeye getirilmelidir. Tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetinin kesintisiz sürdürülmesi gerekiyor. Bu hizmetlerin çiftçiyi en iyi tanıyan bilen Ziraat Odaları ile birlikte yürütülmesi önemlidir. Bununla ilgili mevzuatlar yeniden düzenlenerek, Ziraat Odalarının tarımsal eğitim ve yayımda aktif olması sağlanmalıdır. Tarım BAĞ-KUR’luların ödemiş olduğu 9 bin gün prim diğer sigortalılarla eşitlenmeli, ödeme gün sayısı 7 bin 200 güne düşürülmelidir. EYT kapsamına tarım BAĞ-KUR’lular da dâhil edilerek prim gün sayıları diğer sigortalılıklarla eşitlenmelidir. SGK primlerinin 2008 yılında olduğu gibi prim ödeme gün sayısı 15 güne düşürülmeli, 30 gün ödüyormuş gibi sayılmalıdır. Muafiyette geçen süreler çiftçilerimizin çalışma gün sayısına eklenmeli ve borçlanma imkânı sağlanmalıdır. Sattıkları ürünlerden kesilen tarım BAĞ-KUR prim kesintisinden dolayı geriye yönelik borçlanmaların da dâhil edildiği bir yapılandırmaya zaruret vardır. Sosyal Güvenlik Sisteminde Kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık yapılmalı, tarımda çalışan kadınlar, sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması yapabilmelidir. Genç çiftçilerin tarım BAĞ-KUR primleri devlet tarafından karşılanmalıdır. SGK borcu bulunmayan çiftçilerimize verilen yüzde 5 hazine teşvik prim oranı arttırılmalıdır. IPARD desteklerinden Ziraat Odalarımızın faydalanması sağlanmalıdır. Sonuç olarak; 2023 yılında hava şartlarının iyi gitmesiyle bitkisel üretimde artış yaşandı. Çiftçilerimiz zor şartlara rağmen üretimini sürdürdü ve ülkemiz ekonomisine katkı sağladı. Başta girdilerin pahalılığı ve pazarlama sorunları olmak üzere çözülmesi gereken sorunlarımız bulunuyor. Bu sorunlar çözülür ve yeterli destek verilirse çiftçilerimiz üretimden kopmaz, 2024 yılında ve sonraki yıllarda üretimde sıkıntı yaşamayız. Tüm halkımıza ve çiftçilerimize doğal afetlerden uzak, bereketli, üretilen ürünlerin değerinde pazarlandığı, bereketin çiftçi refahına yansıdığı, sorunsuz bir yıl temenni ediyorum.”