Tarladan rektörlüğe uzanan başarı hikayesi

Yaşam 10.03.2025 - 01:30, Güncelleme: 10.03.2025 - 02:03 727 kez okundu.
 

Tarladan rektörlüğe uzanan başarı hikayesi

Çocukluğu çiftçilikle uğraşan ailesinin tarlalarında geçti. Bir yandan bağda bahçede iş yaparken bir yandan da derslerine çalıştı. Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe, Manisa’nın Durasıllı köyünden İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörlüğü’ne uzanan başarı hikâyesini anlattı...
Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe, yaklaşık yüz yıl önce Anadolu’ya mübadele ile gelen bir ailenin 3’üncü kuşak torunu. Manisa’da Durasıllı köyüne yerleşen aile burada kök saldı ve nesiller boyunca tarımla, toprakla uğraştı. Fadime de bu ortama doğdu ve çocukluk yıllarını da ailesiyle birlikte bağda, bahçede kâh oynayarak kâh çalışarak geçirdi. Her çocuk gibi onun da hayalleri vardı; büyünce matematik öğretmeni olmak istiyordu. Bu hayalin peşinde önce kasaba ilkokulunu bitirdi sonra o okulun Anadolu lisesini kazanan tek öğrencisi oldu. Çocukluğunda haşır neşir olduğu topraktan yalnızca ürün değil, sağlam hayat dersleri de elde ettiğini söyleyen İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe, tarladan rektörlüğe uzanan öyküsünü anlatırken gençler ve kadınlar için tavsiyeden çok cesaretin önemli olduğunu belirterek, “İlham çok büyük, çok iddialı bir kelime, tavsiye ise fazlasıyla üst perdeden. Ben kadın ve erkek ayrımı yapmadan yolun başındaki tüm gençlere tavsiye değil cesaret vermeyi tercih ederim” diyor. Prof. Fadime Üney Yüksektepe, eğitim ve hayat yolculuğunu şöyle anlatıyor: İLKOKUL MEZUNU ANNE BABANIN PROFESÖR KIZI “Annem ve babam ilkokuldan sonra okumasa da zeki ve hafızası kuvvetli insanlardı. Onların gerçek eğitimlerini doğada tamamladıklarını düşünüyorum. İki erkek kardeşim var. Büyük abimle yaş farkımız 15, küçüğüyle13... Çocukluğum tarlada, bağda, bahçede çalışarak geçti. Kalabalık bir ailem vardı. Çiftçi olunca en büyük öğretmeniniz doğa oluyor. Toprak size disiplinli ve sabırlı olmayı öğretiyor. Erteleme şansınız yok. İşin bilgi kadar ilgi de istediğini çok küçük yaşta kavrıyorsunuz. Bütün ayrıntıları bilin, bir kâğıda yazın ancak o toprağa dokunmazsanız, ilgilenmezseniz verim alamayacağınızı toprak size öğretiyor. Bununla birlikte doğanın nabzını tutmayı öğreniyorsunuz. Işığı, yağmuru, rüzgârın nereden estiğini bilmek zorundasınız. Havayı koklamayı öğreniyorsunuz. Başarısızlığı tolere etmeyi de öğretiyor toprak size yeniden başlamayı da. Çiftçilik, endüstri mühendisliğinde de eğitim yönetiminde de benim için rehber oldu. BİZİM MEMLEKETTE KIZLAR ÖĞRETMEN, HEMŞİRE OLUR Manisa’dan İstanbul’a uzanan akademik yolculuğumu dereceyle tamamladım. Coğrafya kader mi, elbette evet! Çünkü her coğrafyanın kendine göre, mücadele gerektiren kodları var. Bizde kızlar başarılı ise okutulur. Genel tutum ise öğretmen ya da hemşire olmalarıdır. Mühendislik kadın için alışılmadık bir meslektir. Bu bakış açısını yıkmak, önce mühendis olmak, sonra mesleğe uzaklarda devam etmek ve bu tercihlerimin kabul görmesini sağlamak benim için de kolay olmadı. Sonunda rektör olarak asaleten atandığımda annem ‘Bizden senelerdir uzaktasın ama neyse ki çok başarılı oldun’ dedi. Küçük bir kasabadan gelip İstanbul’da yaşamaya alışmak başta zordu. İTÜ’de Ayazağa kampusunda bir yurtta kalıyordum. Bu sayede küçük bir çevrede İstanbul’u yavaş yavaş öğrendim. Büyük bir lokma olan İTÜ’deki mühendislik eğitimimi aşama aşama disiplin ve düzenli çalışma ile bölüm ve fakülte birincisi olarak tamamladım. Lisans eğitiminden sonra, ABD’de üç üniversiteden doktora kabulü aldım. Sonra kariyerime Türkiye’de devam etme kararı verdim. Koç Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimimi tamamladım. Hem iyi bir akademik eğitim hem de güçlü yayınlarla bu eğitimlerimi tamamlamak benim için önemli bir fırsat oldu. Zaman zaman nasıl olurdu diye düşünsem de ülkemde kaldığım ve burada kariyerime yön verdiğim için asla pişman olmadım. Dönüp baktığımda üzerimde emeği olan ve bana rol model olan birçok hocam var ve her birine teşekkür borçluyum.” Kaynak: Hürriyet - Nuran Çakmakçı
Çocukluğu çiftçilikle uğraşan ailesinin tarlalarında geçti. Bir yandan bağda bahçede iş yaparken bir yandan da derslerine çalıştı. Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe, Manisa’nın Durasıllı köyünden İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörlüğü’ne uzanan başarı hikâyesini anlattı...

Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe, yaklaşık yüz yıl önce Anadolu’ya mübadele ile gelen bir ailenin 3’üncü kuşak torunu. Manisa’da Durasıllı köyüne yerleşen aile burada kök saldı ve nesiller boyunca tarımla, toprakla uğraştı. Fadime de bu ortama doğdu ve çocukluk yıllarını da ailesiyle birlikte bağda, bahçede kâh oynayarak kâh çalışarak geçirdi. Her çocuk gibi onun da hayalleri vardı; büyünce matematik öğretmeni olmak istiyordu. Bu hayalin peşinde önce kasaba ilkokulunu bitirdi sonra o okulun Anadolu lisesini kazanan tek öğrencisi oldu. Çocukluğunda haşır neşir olduğu topraktan yalnızca ürün değil, sağlam hayat dersleri de elde ettiğini söyleyen İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe, tarladan rektörlüğe uzanan öyküsünü anlatırken gençler ve kadınlar için tavsiyeden çok cesaretin önemli olduğunu belirterek, “İlham çok büyük, çok iddialı bir kelime, tavsiye ise fazlasıyla üst perdeden. Ben kadın ve erkek ayrımı yapmadan yolun başındaki tüm gençlere tavsiye değil cesaret vermeyi tercih ederim” diyor. Prof. Fadime Üney Yüksektepe, eğitim ve hayat yolculuğunu şöyle anlatıyor:

İLKOKUL MEZUNU ANNE BABANIN PROFESÖR KIZI

“Annem ve babam ilkokuldan sonra okumasa da zeki ve hafızası kuvvetli insanlardı. Onların gerçek eğitimlerini doğada tamamladıklarını düşünüyorum. İki erkek kardeşim var. Büyük abimle yaş farkımız 15, küçüğüyle13... Çocukluğum tarlada, bağda, bahçede çalışarak geçti. Kalabalık bir ailem vardı. Çiftçi olunca en büyük öğretmeniniz doğa oluyor. Toprak size disiplinli ve sabırlı olmayı öğretiyor. Erteleme şansınız yok. İşin bilgi kadar ilgi de istediğini çok küçük yaşta kavrıyorsunuz. Bütün ayrıntıları bilin, bir kâğıda yazın ancak o toprağa dokunmazsanız, ilgilenmezseniz verim alamayacağınızı toprak size öğretiyor. Bununla birlikte doğanın nabzını tutmayı öğreniyorsunuz. Işığı, yağmuru, rüzgârın nereden estiğini bilmek zorundasınız. Havayı koklamayı öğreniyorsunuz. Başarısızlığı tolere etmeyi de öğretiyor toprak size yeniden başlamayı da. Çiftçilik, endüstri mühendisliğinde de eğitim yönetiminde de benim için rehber oldu.

BİZİM MEMLEKETTE KIZLAR ÖĞRETMEN, HEMŞİRE OLUR

Manisa’dan İstanbul’a uzanan akademik yolculuğumu dereceyle tamamladım. Coğrafya kader mi, elbette evet! Çünkü her coğrafyanın kendine göre, mücadele gerektiren kodları var. Bizde kızlar başarılı ise okutulur. Genel tutum ise öğretmen ya da hemşire olmalarıdır. Mühendislik kadın için alışılmadık bir meslektir. Bu bakış açısını yıkmak, önce mühendis olmak, sonra mesleğe uzaklarda devam etmek ve bu tercihlerimin kabul görmesini sağlamak benim için de kolay olmadı. Sonunda rektör olarak asaleten atandığımda annem ‘Bizden senelerdir uzaktasın ama neyse ki çok başarılı oldun’ dedi. Küçük bir kasabadan gelip İstanbul’da yaşamaya alışmak başta zordu. İTÜ’de Ayazağa kampusunda bir yurtta kalıyordum. Bu sayede küçük bir çevrede İstanbul’u yavaş yavaş öğrendim. Büyük bir lokma olan İTÜ’deki mühendislik eğitimimi aşama aşama disiplin ve düzenli çalışma ile bölüm ve fakülte birincisi olarak tamamladım. Lisans eğitiminden sonra, ABD’de üç üniversiteden doktora kabulü aldım. Sonra kariyerime Türkiye’de devam etme kararı verdim. Koç Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimimi tamamladım. Hem iyi bir akademik eğitim hem de güçlü yayınlarla bu eğitimlerimi tamamlamak benim için önemli bir fırsat oldu. Zaman zaman nasıl olurdu diye düşünsem de ülkemde kaldığım ve burada kariyerime yön verdiğim için asla pişman olmadım. Dönüp baktığımda üzerimde emeği olan ve bana rol model olan birçok hocam var ve her birine teşekkür borçluyum.”

Kaynak: Hürriyet - Nuran Çakmakçı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve salihlimanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.