Topçu; 'Bu toprakların her karışında ayrı bir kahramanlık öyküsü var'

Yaşam 26.04.2024 - 00:03, Güncelleme: 26.04.2024 - 00:03 1154+ kez okundu.
 

Topçu; 'Bu toprakların her karışında ayrı bir kahramanlık öyküsü var'

Çanakkale Kara Savaşları insanlık tarihinin belki de bir daha göremeyeceği savaşlara sahne olduğu belirtildi.
Çanakkale Kara Savaşları insanlık tarihinin belki de bir daha göremeyeceği savaşlara sahne olduğu belirtildi.  ”Çanakkale anlatılmaz yaşanır” diyen lisanslı tur rehberi Alaaddin Topçu ,”19 Şubat 1915 tarihinde başlayan Deniz savaşlarının finali 18 Mart 1915 oldu. Bu tarih aynı zamanda 8,5 ay sürecek olan Çanakkale Kara Savaşların başlangıcı olarak tarih sayfalarında yerini alır. Dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir savaş yaşanmıştır. Her iki taraftan toplam 500 bin savaşan insan vardı ve bunların sadece 200 bin kişisi sağ kurtulabilmişti. Manisa’nın bu büyük savaştaki şehit sayısı 2.195 olarak kayıtlara geçmiştir ”dedi. Çanakkale Kara muharebeleri insanlık tarihinin belki de bir daha göremeyeceği muharebelere sahne olduğu belirtildi. Bu toprakların her karışında ayrı bir kahramanlık öyküsünün olduğunu belirten lisanslı tur rehberi Alaaddin Topçu,”19 Şubat 1915 tarihinde başlayan Deniz muharebesinin finali 18 Mart 1915 tarihinde oldu. Bu tarih aynı zamanda 8,5 ay sürecek olan Çanakkale Kara Muharebelerinin başlangıcı olarak tarih sayfalarında yerini alır. Dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir savaş yaşanmıştır. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemi ve Cumhuriyetimizin kuruluşu öncesinde cereyan eden Çanakkale muharebeleri bugün yaşamakta olan bizlerin, uzaktan yakından bir atası ya şehit ya da gazi olmuştur. Bu muharebede elde edilen zafer olmasaydı, ardından verilen Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti asla kazanılamaz, kurulamazdı. Çanakkale Deniz ve kara muharebesinin 109’uncu Yıldönümünde Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz ”dedi. “Çanakkale anlatılmaz yaşanır” Çanakkale Savaşı Kara Harekâtı, insanlık tarihinin belki de bir daha göremeyeceği muharebelere sahne olduğunu belirten lisanslı tur rehberi Alaaddin Topçu, “19 Şubat 1915 tarihinde başlayan Deniz savaşlarının finali 18 Mart 1915 oldu. Bu tarih aynı zamanda 8,5 ay sürecek olan Çanakkale Kara Savaşların başlangıcı olarak tarih sayfalarında yerini alır. Çanakkale Boğazı'nın donanma gücüyle geçilmesinin imkânsızlığını anlayan İtilaf Devletleri, deniz ve kara araçları ile yapılacak bir çıkarma harekâtına karar verirler. Müttefik kuvvetlerin İskenderiye, Limni ve Kahire adasında toplanması önemli bir saldırının gerçekleşeceğinin habercisiydi. Fransız ve İngiliz gazetelerinde yazılan propaganda yüklü haberler, doğu cephesinde yeni bir zafer müjdelerken aynı zamanda da 18 Mart felaketini ört bas etmeye çalışıyordu. Yapılan plan şöyle idi; İngilizlerin 29'uncu Tümeni Seddülbahir'e çıkartma yapacak, onu sıra ile 1'inci Fransız Tümeni ve 2'inci İngiliz Deniz Tümeni takip edecekti. Böylece Alçıtepe’yi ele geçireceklerdi. Anzak birlikleri ise Arıburnu'na çıkarılacak ve bu iki kuvvet Kilitbahir Platosu'nda bir araya gelecekti. Kumkale sahillerine gösteri çıkarması yapma görevi ise 1'inci Fransız Tugayına verilmişti. Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yapacak olan birliklerin harekâtına yardım edebilmek için Çanakkale Boğazı'nın Anadolu yakasındaki Türk kuvvetlerini meşgul edilerek bu birliklerin Gelibolu'ya kuvvet kaydırılmasını engellemek amacıyla Kumkale’ye aldatma niteliğinde çıkarma yapmışlar. Fransız Birlikleri 25 Nisan 1915'te Kum kale bölgesinde kıyı başını ele geçirmiş fakat bölgede bulunan Türk birliklerinin savunması karşısında ilerleyemedikleri için iki gün sonra geri çekilmek zorunda kaldılar. İtilaf Kuvvetleri, taktik açısından bir kilit nokta oluşturan Gelibolu Yarımadasının güneyinde bulunan Alçıtepe’yi ele geçirmek amacı ile çıkarma yeri olarak Seddülbahir bölgesinde beş ayrı sahil kesimini çıkarma noktaları olarak belirler. Ertuğrul ve Tekke Koyları çıkarma harekâtının ağırlık merkezi olarak seçilmiştir. Tekke ve Ertuğrul Koylarının sağ ve sol yanında bulunan bölgelerde yer alan Morto, Pınar içi ve İkiz Koylarına çıkarılacak olan kuvvetler ise esas taarruzu yapacak kuvvetin yan emniyetlerini sağlayacaklardır. Seddülbahir'i savunan 26. Alayın 3. Taburu,                25 Nisan 1915 günü kendisinden neredeyse dokuz kat daha fazla sayısal üstünlüğe sahip İngiliz-Fransız kuvvetlerini durdurmayı başarmış ve onları ilk hedeflerinden yani Alçıtepe’ye ulaşmalarından alı koymuştur. Seddülbahir bölgesindeki çarpışmalar kanlı ve karşılıklı olarak 13 Temmuz 1915 tarihine kadar sürmüştür. Geçen sürede Birinci, İkinci ve Üçüncü Kirte; Birinci ve İkinci Kereviz dere ve Zığın dere savaşları sonrasında bölgedeki çarpışmalar mevzi savaşı haline dönüşüyor. 24 saat içinde ele geçirmeyi planladıkları Alçı Tepe’ye 25 Nisan 1915 sabahı itibariyle 8,5 ay süren kanlı muharebelere rağmen hiçbir zaman ulaşamadılar ”dedi. “Kazandığımız an bu andır” Alaaddin Topçu,”25 Nisan 1915'te gün ağarmadan Avustralya ve Yeni Zelandalılardan oluşan Anzak birlikleri ile Büyük ve Küçük Arı burnu bölgelerinde Çıkarma Harekâtı’na başlamış.  Çıkarma harekâtında Anzak birliklerini karşılayan 27. Alay'ın 2'nci Taburunun 82'nci bölüğünden bir takımdır. Bir avuç Türk askerinden oluşan bu takım Anzak kuvvetlerinin düzenini bozmuş ve planlanan hedeflerine ulaşmalarını geciktirmiştir. Fakat 27. Alay'ın sağ tarafında bulunan ve Conkbayırı-Koca çimen Tepesi'nin oluşturduğu hakim arazi tehlikeli bir biçimde boş kalmıştır. Böyle bir kritik anda 19'ncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, tehlikeyi sezerek Arı burnu bölgesine müdahale kararı almış ve Anzak birliklerini geri püskürtmüştür. Böylece Mustafa Kemal, Çanakkale’deki başarılarına başlamıştı. Mustafa Kemal daha iyi bir görüş sağlamak için Koca çimen’den, Abdalbayırı’na at sürer. Askerlerimizin kalabalık bir düşmanın önünden çekildiğini görür. 27. Alay 8. Bölüğe bağlı bu askerleri Mustafa Kemal durdurur. Aralarında geçen konuşmayı Mustafa Kemal şöyle anlatır: Mustafa Kemal “Niçin geri çekiliyorsunuz?” Askerler “Efendim düşman.” Mustafa Kemal “Nerede?” Askerler “İşte, komutanım” diyerek Mustafa Kemal ‘e 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Düşmanın bir avcı hattı, 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve kemali serbestiyetle ileri doğru yürüyordu. Askerlere, “Düşmandan kaçılmaz.” Askerler “Cephanemiz kalmadı, komutanım.” Mustafa Kemal “Cephaneniz yoksa süngünüz var.” Diyerek, askerlere süngü taktırdım. Aynı zamanda Conkbayırı’na ilerlemekte olan piyade alayı ve cebel bataryasının, “marş marşla” benim bulunduğum yerdeki emir zabitini, onları çağırmaları için geriye gönderdim. Bu efrat süngü takıp yere yatınca, düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır.”  Askerlerine ve etrafına topladığı alay subaylarına, askerlik tarihinin kaydettiği en ilginç ve anlamlı emrini verir. “Ben size düşmana saldırmanızı emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye dek geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelebilir.” Askerimiz aldığı bu emirle saldırıya geçer. Sonuç, düşman püskürtülmüş, ama 57. alayımızın tamamı şehit olmuştur ”dedi. “Bu toprakların her karışında ayrı bir kahramanlık öyküsü var” Bir metrekare alana 6.000 merminin düştüğü dünyanın en kanlı muharebesini yaşayan bu toprakların her karışında ayrı bir kahramanlık öyküsünün olduğunu belirten Kültür ve Turizm Bakanlığı lisanslı tur rehberi Alaaddin  Topçu, ”Çanakkale Muharebesinde bulunan her iki tarafında toplam asker sayısı 253’er bindir. 8.5 ay süren bu savaşlarda resmi kayıtlara göre verdiğimiz asıl şehit sayısı 57 bin 800dür. Hastalıktan ölenler, kayıplar ve tebdil hava nedeniyle Cepheden ayrılanlar ile bu rakam 253 bine tekâmül eder. Manisa’nın bu büyük muharebedeki şehit sayısı 2.195 olarak kayıtlara geçmiştir “ dedi.
Çanakkale Kara Savaşları insanlık tarihinin belki de bir daha göremeyeceği savaşlara sahne olduğu belirtildi.

Çanakkale Kara Savaşları insanlık tarihinin belki de bir daha göremeyeceği savaşlara sahne olduğu belirtildi.  ”Çanakkale anlatılmaz yaşanır” diyen lisanslı tur rehberi Alaaddin Topçu ,”19 Şubat 1915 tarihinde başlayan Deniz savaşlarının finali 18 Mart 1915 oldu. Bu tarih aynı zamanda 8,5 ay sürecek olan Çanakkale Kara Savaşların başlangıcı olarak tarih sayfalarında yerini alır. Dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir savaş yaşanmıştır. Her iki taraftan toplam 500 bin savaşan insan vardı ve bunların sadece 200 bin kişisi sağ kurtulabilmişti. Manisa’nın bu büyük savaştaki şehit sayısı 2.195 olarak kayıtlara geçmiştir ”dedi.

Çanakkale Kara muharebeleri insanlık tarihinin belki de bir daha göremeyeceği muharebelere sahne olduğu belirtildi. Bu toprakların her karışında ayrı bir kahramanlık öyküsünün olduğunu belirten lisanslı tur rehberi Alaaddin Topçu,”19 Şubat 1915 tarihinde başlayan Deniz muharebesinin finali 18 Mart 1915 tarihinde oldu. Bu tarih aynı zamanda 8,5 ay sürecek olan Çanakkale Kara Muharebelerinin başlangıcı olarak tarih sayfalarında yerini alır. Dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir savaş yaşanmıştır. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemi ve Cumhuriyetimizin kuruluşu öncesinde cereyan eden Çanakkale muharebeleri bugün yaşamakta olan bizlerin, uzaktan yakından bir atası ya şehit ya da gazi olmuştur. Bu muharebede elde edilen zafer olmasaydı, ardından verilen Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti asla kazanılamaz, kurulamazdı. Çanakkale Deniz ve kara muharebesinin 109’uncu Yıldönümünde Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz ”dedi.

“Çanakkale anlatılmaz yaşanır”

Çanakkale Savaşı Kara Harekâtı, insanlık tarihinin belki de bir daha göremeyeceği muharebelere sahne olduğunu belirten lisanslı tur rehberi Alaaddin Topçu, “19 Şubat 1915 tarihinde başlayan Deniz savaşlarının finali 18 Mart 1915 oldu. Bu tarih aynı zamanda 8,5 ay sürecek olan Çanakkale Kara Savaşların başlangıcı olarak tarih sayfalarında yerini alır. Çanakkale Boğazı'nın donanma gücüyle geçilmesinin imkânsızlığını anlayan İtilaf Devletleri, deniz ve kara araçları ile yapılacak bir çıkarma harekâtına karar verirler. Müttefik kuvvetlerin İskenderiye, Limni ve Kahire adasında toplanması önemli bir saldırının gerçekleşeceğinin habercisiydi. Fransız ve İngiliz gazetelerinde yazılan propaganda yüklü haberler, doğu cephesinde yeni bir zafer müjdelerken aynı zamanda da 18 Mart felaketini ört bas etmeye çalışıyordu. Yapılan plan şöyle idi; İngilizlerin 29'uncu Tümeni Seddülbahir'e çıkartma yapacak, onu sıra ile 1'inci Fransız Tümeni ve 2'inci İngiliz Deniz Tümeni takip edecekti. Böylece Alçıtepe’yi ele geçireceklerdi. Anzak birlikleri ise Arıburnu'na çıkarılacak ve bu iki kuvvet Kilitbahir Platosu'nda bir araya gelecekti. Kumkale sahillerine gösteri çıkarması yapma görevi ise 1'inci Fransız Tugayına verilmişti. Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yapacak olan birliklerin harekâtına yardım edebilmek için Çanakkale Boğazı'nın Anadolu yakasındaki Türk kuvvetlerini meşgul edilerek bu birliklerin Gelibolu'ya kuvvet kaydırılmasını engellemek amacıyla Kumkale’ye aldatma niteliğinde çıkarma yapmışlar. Fransız Birlikleri 25 Nisan 1915'te Kum kale bölgesinde kıyı başını ele geçirmiş fakat bölgede bulunan Türk birliklerinin savunması karşısında ilerleyemedikleri için iki gün sonra geri çekilmek zorunda kaldılar. İtilaf Kuvvetleri, taktik açısından bir kilit nokta oluşturan Gelibolu Yarımadasının güneyinde bulunan Alçıtepe’yi ele geçirmek amacı ile çıkarma yeri olarak Seddülbahir bölgesinde beş ayrı sahil kesimini çıkarma noktaları olarak belirler. Ertuğrul ve Tekke Koyları çıkarma harekâtının ağırlık merkezi olarak seçilmiştir. Tekke ve Ertuğrul Koylarının sağ ve sol yanında bulunan bölgelerde yer alan Morto, Pınar içi ve İkiz Koylarına çıkarılacak olan kuvvetler ise esas taarruzu yapacak kuvvetin yan emniyetlerini sağlayacaklardır. Seddülbahir'i savunan 26. Alayın 3. Taburu,                25 Nisan 1915 günü kendisinden neredeyse dokuz kat daha fazla sayısal üstünlüğe sahip İngiliz-Fransız kuvvetlerini durdurmayı başarmış ve onları ilk hedeflerinden yani Alçıtepe’ye ulaşmalarından alı koymuştur. Seddülbahir bölgesindeki çarpışmalar kanlı ve karşılıklı olarak 13 Temmuz 1915 tarihine kadar sürmüştür. Geçen sürede Birinci, İkinci ve Üçüncü Kirte; Birinci ve İkinci Kereviz dere ve Zığın dere savaşları sonrasında bölgedeki çarpışmalar mevzi savaşı haline dönüşüyor. 24 saat içinde ele geçirmeyi planladıkları Alçı Tepe’ye 25 Nisan 1915 sabahı itibariyle 8,5 ay süren kanlı muharebelere rağmen hiçbir zaman ulaşamadılar ”dedi.

“Kazandığımız an bu andır”

Alaaddin Topçu,”25 Nisan 1915'te gün ağarmadan Avustralya ve Yeni Zelandalılardan oluşan Anzak birlikleri ile Büyük ve Küçük Arı burnu bölgelerinde Çıkarma Harekâtı’na başlamış.  Çıkarma harekâtında Anzak birliklerini karşılayan 27. Alay'ın 2'nci Taburunun 82'nci bölüğünden bir takımdır. Bir avuç Türk askerinden oluşan bu takım Anzak kuvvetlerinin düzenini bozmuş ve planlanan hedeflerine ulaşmalarını geciktirmiştir. Fakat 27. Alay'ın sağ tarafında bulunan ve Conkbayırı-Koca çimen Tepesi'nin oluşturduğu hakim arazi tehlikeli bir biçimde boş kalmıştır. Böyle bir kritik anda 19'ncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, tehlikeyi sezerek Arı burnu bölgesine müdahale kararı almış ve Anzak birliklerini geri püskürtmüştür. Böylece Mustafa Kemal, Çanakkale’deki başarılarına başlamıştı. Mustafa Kemal daha iyi bir görüş sağlamak için Koca çimen’den, Abdalbayırı’na at sürer. Askerlerimizin kalabalık bir düşmanın önünden çekildiğini görür. 27. Alay 8. Bölüğe bağlı bu askerleri Mustafa Kemal durdurur. Aralarında geçen konuşmayı Mustafa Kemal şöyle anlatır:

Mustafa Kemal “Niçin geri çekiliyorsunuz?”

Askerler “Efendim düşman.”

Mustafa Kemal “Nerede?”

Askerler “İşte, komutanım” diyerek Mustafa Kemal ‘e 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.

Düşmanın bir avcı hattı, 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve kemali serbestiyetle ileri doğru yürüyordu. Askerlere, “Düşmandan kaçılmaz.”

Askerler “Cephanemiz kalmadı, komutanım.”

Mustafa Kemal “Cephaneniz yoksa süngünüz var.” Diyerek, askerlere süngü taktırdım. Aynı zamanda Conkbayırı’na ilerlemekte olan piyade alayı ve cebel bataryasının, “marş marşla” benim bulunduğum yerdeki emir zabitini, onları çağırmaları için geriye gönderdim. Bu efrat süngü takıp yere yatınca, düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır.”

 Askerlerine ve etrafına topladığı alay subaylarına, askerlik tarihinin kaydettiği en ilginç ve anlamlı emrini verir. “Ben size düşmana saldırmanızı emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye dek geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelebilir.” Askerimiz aldığı bu emirle saldırıya geçer. Sonuç, düşman püskürtülmüş, ama 57. alayımızın tamamı şehit olmuştur ”dedi.

“Bu toprakların her karışında ayrı bir kahramanlık öyküsü var”

Bir metrekare alana 6.000 merminin düştüğü dünyanın en kanlı muharebesini yaşayan bu toprakların her karışında ayrı bir kahramanlık öyküsünün olduğunu belirten Kültür ve Turizm Bakanlığı lisanslı tur rehberi Alaaddin

 Topçu, ”Çanakkale Muharebesinde bulunan her iki tarafında toplam asker sayısı 253’er bindir. 8.5 ay süren bu savaşlarda resmi kayıtlara göre verdiğimiz asıl şehit sayısı 57 bin 800dür. Hastalıktan ölenler, kayıplar ve tebdil hava nedeniyle Cepheden ayrılanlar ile bu rakam 253 bine tekâmül eder. Manisa’nın bu büyük muharebedeki şehit sayısı 2.195 olarak kayıtlara geçmiştir “ dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve salihlimanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.