Manisa'nın Salihli İlçesinde yer alan Sardes Antik Kenti, Lidya Krallığının başkenti, sikkenin doğum yeri, görkemli İon ‘ya uygarlığının tapınağı barındırmasının yanı sıra , İnanç yönünden, Hristiyan ve Yahudiler(Musevi) tarafından da özel öneme sahiptir.Ancak bu yönü pek fazla bilinmez. Sardes Antik Kentinde bulunan Sardes Sinagogu Yahudiler için önemli olan Kudüs'teki Ağlama Duvarı olarak bilinen Süleyman Tapınağı ve Suriye topraklarında bulunan Dura Europos sinagoglarından sonra inşa edilen dünyanın üçüncü, Avrupa ve Türkiye'nin ilk havrasıdır. Sardes Sinagogu; ilk Yahudi tapınaklarından biri olması açısından önemlidir. Sinagogun Yahudi Cemaati için bir başka açıdan önemiyse: Yahudiliğin Seferad (Sepherad) kolu burada doğmuştur Sardes Antik Kentinde, Musevi cemaatinin yaşam sürdürdüğünün kanıtı olan Seferad Sinagogu olarak da bilinen bu Sinagog, hala dini açıdan önemini ve ihtişamını koruyor. Günümüzde inanç turizmi açısından önemli bir yere sahip olmasına karşın çok bilinmemesi nedeniyle neredeyse gizli kalmış olan bu sinagog, özellikle Amerika'da yaşayan Yahudilerin ilgisini çekiyor. Sardes Sinagogu’nun kalıntıları aslında yakın bir tarihte, 1962 yılında, Harvard ve Cornell üniversitesi arkeologlarınca yürütülen kazılar sırasında keşfedilmiştir. Sardes Sinagogu bu keşifle beraber Anadolu ve Ege Denizi çevresinde ortaya çıkarılan Antik Çağ dönemi eserleri arasında en seçkin Yahudi mirası olarak kabul görmüştür. Yapının ilk oluşma tarihi bilinmemektedir ama M.S 3. ve 4. yüzyıllara ait bir dizi madeni paranın zemin altında bulunması, bu tarihlerde yapılmış olabileceğine işaret etmektedir. Sinagogun yapısı tipik bir Roma bazilikasını andırmaktadır. Bazilika günümüzde her ne kadar bir kilise mimari planı gibi anlaşılsa da aslında Roma dönemi idari binalarına verilen bir tanımlamadır. Sinagog, doğu-batı ekseninde yerleşmiş ve 120 metre uzunluğunda, 18 metre genişliğinde etkileyici bir dikdörtgen yapıdır. Yaklaşık 1.000 kişilik bir kapasiteye sahip olması hem şehrin Yahudi nüfusunun hem de ekonomik ve siyasi statüsünün bir göstergesidir. Zemin mozaikleri, ana salonu ve ön avluyu kaplamaktadır. Üzerlerinde geometrik, bitkisel ve hayvansal süslemelere sahiptir. Duvarların büyük bölümünün renkli mermerlerle kaplı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca altısı İbranice ve seksenin üstünde Grekçe yazıtlar bulunmuştur. Arka tarafta yer alan 3 basamaklı mermer alanda ise yaşlılar oturmakta ve cemaatin arasındaki sorunları çözüme ulaştırmaktaydılar. Orta kısımda yer alan havuzda ise insanlar ellerini yüzlerini yıkayıp temizliklerini yapmaktaydı. Salonda yer alan 14 sütunun köşelerde yer alan 4’ü, yukarıdan bakıldığında kalp şeklini taşımaktadır. Videoların devamının gelmesini isterseniz videomuzu beğenip kanalımıza abone olabilirsiniz.